Yu-Gi-Oh
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yu-Gi-Oh

Yu-Gi-Oh Sitesine Hosgaldiniz
 
AnasayfaPortalliAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Mısır Tarihi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ertuğrul_68_07
Pharaoh Atem
Ertuğrul_68_07


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 05/08/07

Mısır Tarihi Empty
MesajKonu: Mısır Tarihi   Mısır Tarihi Icon_minitimeSalı Ağus. 07, 2007 4:48 pm

Amenofis IV - Akheneton
Eski Mısır'da esas olarak çok tanrılı bir din vardı ve bu din binlerce yıl hüküm sürmüştü.Halk hükümdarları geçerken "Ey biz canlıların tanrısı, yaşa, varol !" diye tezahürat yapardı. Yani hükümdarlarına (Firavun) ilahlık atfetmek gibi çok yanlış bir inanca sahiplerdi. Firavun, Tanrı'nın oğlu veya doğrudan doğruya yeryüzünde yaşayan bir nevi tanrı gibi kabul ediliyordu. Firavunların saltanatı 3000 yıldan fazla sürdü ve bu arada otuz hükümdar sülalesi birbirini izledi. M.Ö. 1364 yılına gelindiğinde 18'inci sülaleden Ameophis IV (Akheneton) tahta çıktı. Bu sırada Mısırlılar başta Amon (Güneş Tanrısı) olmak üzere birçok tanrıya tapıyorlardı. Mısır Tarihi A031 Akhenaton Tahta çıktıktan 5 sene sonra 41 yaşında iken kendisinde çok büyük bir manevi değişiklik hasıl oldu. Tanrı'nın bir, isminin ise Aton olduğunu halkına ilan etti. Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti. Ameophis (İmparatorluk tanrısı Amus razı olsun) olan adını Akheneton (Aton'un hadimi, yani hizmetkarı) olarak değiştirdi. Mısır'da o asırda halk tam 13 tanrıya inanıyordu. Mısır Tarihi E1 Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği tanrı, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın tanrısı idi. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi. Akheneton, eski inancın baş şehri olan Teb şehrine karşılık yeni bir başkent kurdu ve adına "Aton'un ufku, Aton'un çevresi" anlamına gelen Akhetaton dedi. Ölünceye kadar bu şehirde yaşadı. Akheneton'un bir şiiri Tanrı uludur, birdir, tektir. Ondan başkası yoktur. Bir tanedir, O'dur her varlığı yaratan Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh... Ta başlangıçta vardı Tanrı, Tek varlıktı o. Hiç birşey yokken o vardı. Herşeyi o yarattı (...) Ezelden beri süregelen varlığı, Ebediyete kadar sürecek, Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu. İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman. Mısır'da adetler Eski Mısır'a yaşlı bir adam gençlerin bulunduğu bir yere gelince gençler oturdukları yerden kalkmak zorundaydılar. Erkekler sünnet oluyorlardı. Domuz eti yemek günahtı. Tapınağa girmeden önce el ve ayaklarla yüz belirli bir ritüele uygun olarak yıkanıyor, yani abdest alınıyordu. Cinsel ilişkiden sonra da mutlaka yıkanmak lüzumu vardı (gusül abdesti). Mısır Tarihi Egipt03 Hz. Yusuf'un Akheneton'dan önce Mısır'a yaşadığını biliyoruz. Demek ki Akheneton'un ortaya çıkmasını, Hz. Adem'den beri süregelen ve Hz. İbrahim'le devam eden ve son peygamber Hz. Muhammed'e (sav.) kadar uzanan o tek kaynağa bağlamak akla daha yatkın olacaktır. Akheneton'a karşı ayaklananlar Akheneton'a ilk karşı çıkanlar ve bu yeni inancı beğenmeyenler; din adamları yani rahipler oldu. Bunlar eski sistemin devamından çıkar sağlıyorlardı. Mısır halkından bir kısmını da arkalarına alarak firavunu dinsizlikle suçladılar. Akheneton öldükten sonra yerine geçen Tutankhaton, rahiplerin isteklerine boyun eğdi. Adını Tutankhamon (Bazı kitaplarda Tutankamon olarak geçer) yaparak, başkenti eski yerine taşıdı ve eski din tekrar serbest oldu. Hz. Musa gelene kadar batılın hükmü Mısır'da sürecektir.

Thisler
İ.Ö. 3000'e doğru güneyliler, krallarının önderliğinde kuzeyi fethettiler ve "her iki toprağın" birliğini sağladılar."Akrep kral" olarak anılan bu kraldan sonra, yerine firavunlar uygarlığının gerçek öncüsü ve başkent Menfis'in kurucusu olan Menes geçti. Mısır Tarihi Scorpion-king-shadow Akrep kralın tören asası başlığı Bütün vadiye egemen olan bu kral, başında iki taç taşırdı. İlk firavun sülalesi böylece kurulduktan sonra, din ve yönetim işleriyle toplumsal düzenin aşağı yukarı kesin yapıları saptandı. İlk iki sülalenin kralları This kökenliydi ve istekleri üzerine, öldüklerinde Abidos ile Sakkara'ya gömülüyorlardı. Mısır Tarihi Narmerpalette2 Bu dönemde altın, bakır ve fildişi işleme sanatı giderek yaygınlaştı, yazı piktografiye (kavramları resimler yada simgeler aracılığıyla anlatan sistem) dayanmaktan çok hiyeroglif bir nitelik kazandı: Artık firavunlar evrenin yoluna koyulmuştu.

"Re"nin Oğlu
Eski İmparatorluğun (İ.Ö. 2780-İ.Ö. 2380) ilk yıllarında kralın resmî unvanı, yani krallık protokolü, beş ayrı addan oluşmaya başladı. Son iki ad, yatay bir çubuk üstünde bulunan bir çeşit halkanın üstüne yazılıyordu. Oval biçimde olan ve Eski Mısır uygarlığı uzmanları tarafından kartuş diye adlandırılan bu motif, "Güneşin çevrelediği şeyi", bir başka deyişle evreni simgelemekteydi. Mısırlıların inanışına göre de, evrenin sahibi firavundu. Mısır Tarihi Amon_ra Amon-Ra Aşağı yukarı her dönemde Tanrı görünümünde (tanrılar gibi bir tacı, sakalı ve asası vardır) canlandırılan firavun adı, metinlerde "Re'nin oğlu"(değişik kaynaklarda "Ra" diy gçmektedir), efsaneye göre Mısır'ın ilk hükümdarı olan tanrı Horus'un görevinin mirasçısı olarak geçer. XVIII. sülaleden (İ.Ö. 1580-İ.Ö 1314) başlayarak firavunlar doğrudan doğruya tanrılar kralı Amon-Re'den geldiklerini ilan etmişler ve kraliçe Haçepsut tahta çıkışını (İ.Ö. 1505-İ.Ö. 1483) yasal kılmak için, Deyr-ül-Bahri'de bulunan tapınağın bir duvarına, kendisini doğurmak amacıyla annesinin tanrı Amon-Re'yle cinsel birleşmesini canlandıran bir resim yaptırmaktan kaçınmamıştır. Mısır Tarihi Temple%20d'Hatchepsout%2001 Hatçepsut Tapınağı Mısır Tarihi Temple%20d'Hatchepsout%2004 Hatçepsut Tapınağı Eski Mısır inanışına göre tanrıların çocuğu ve kendi de tanrı olan firavunun görevi, gerçeğin, adaletin ve dünyadaki güçlerin kusursuz uyumunun tanrıçası Maât'ın simgelediği biçimde, evrensel dengeyi sağlamaktı. Bir firavun öldüğü zaman, Maât tehlikeye giriyor, kaos egemen olamaya çalışıyor ve yalnızca yeni bir firavunun tahta çıkması, dünyanın, yarı-tanrıdan yaratılışı sırasında edilen uyumu bulmasına ve evrensel dengeyi kurmasına olanak sağlıyordu. Ayrıca firavun, Güneş'in doğuşunu ve Nil'in taşkınlarındaki düzenliliği sağlayan kişiydi. Tanrılar katında insanın tek temsilcisi sayıldığından (din adamları yalnızca firavunun temsilcileriydiler), tapınaklardaki kabartmalarda dinsel törenleri uygulayan kişi hep firavun olarak canlandırılmıştır. Dinsel törenlere, dev heykellere ve kralın propagandasını yapmak için oluşturulmuş metinlere bakılırsa, Mısır halkının gerçekten firavunlarını yeryüzünde yaşayan bir tanrı saydıklarına inanılabilir. Oysa, anlatılandan ve tarih yıllıklarından, bu görüşün doğru olmadı anlaşılır: Uyruklarının gözünde kral, eylemlerine bakılarak yargılanan bir insandır ve her insan gibi yanılgıya düşebilir. Yönetimde yükümlülüklerinin bir bölümünü vezirine aktarmıştır ama, her alandaki (adalet, güvenlik, ordu, iç ve dış siyaset) karar verme ayrıcalığı ondadır. Dolayısıyla resmî ideolojinin, firavunu tanrısal özellikli ve doğaüstü güçlü bir varlık olarak tanıtmasın karşın, halkının ona bütün güçleri elinde toplamış bir devlet

Pramitler
Krallık ailesinin lahitlerini barındırmak amacıyla yapılan piramitler (Yunanlıların bir pasta adından esinlenerek verdikleri ad) Mısır'da çok eski tarihlerde ortaya çıktı ve Eski İmparatorluğun (III.-VI. sülale, İ.Ö. 2780-2380) belirgin anıtları olarak kaldı. Piramitlerin biçimi bir simgedir; Gerçekten de kenarları basamaklar halinde olduğunda piramitler ölü kralın ruhunun, babası Ra'ya yani, Güneş'e kavuştuğu merdiveni belirtir; daha sonraları kenarları düz yapılmaya başlandığında piramitlerin bulutların içinden geçerek eğimli biçimde düşen güneş ışınları demetinin taşlaşmış bir görüntüsünü simgelediği bilinir.Piramit ölü kral için yaptırılan mimari bütünün en önemli bütünüydü.Çevresinde anıtsal bir duvar vardı; yanındaysa ölü tapınakları yer alıyordu.Piramitlerin başlangıçta çok büyük olan boyutları Eski İmparatorluk döneminde yavaş yavaş küçüldü ve Orta İmparatorluk'ta belirli bir ölçüde kaldı.Yeni İmparatorluk dönemindeyse piramitler kral mezarı olarak ortadan kalktı. III. sülalenin kurucusu olan kral Zoser'in piramidi bilinen ilk piramittir.Kahire'nin 28 km güneyinde Sakkara yaylasında eski başkent Menfis (Memphis) yakınında yükselen bu piramit, firavunun emri üzerine mimar İmhotep tarafından gerçekleştirildi.İmhotep piramit biçimindeki ilk kral mezarını ortaya attı ve bu gelenek, firavunlara tanınan bir ayrıcalık olarak kaldı.Dört bir yanındaki altışar geniş taş basamağıyla dev bir merdiven gibi görünen Zoser piramidi 109m eninde 121m boyundaki dikdörtgen bir taban üstünde yükseliyordu (61m). Mısır Tarihi Zoser Zoser Piramidin altında, kayalar içine derin biçimde oyulmuş ve mavi fayans karolarla süslü ölü odaları bulunuyordu.Bu basamaklı piramit, 1600m uzunluğunda ve 10,5m yüksekliğinde görkemli bir duvarla kuşatılan on beş hektarlık merkezinde yer alır.Kralın bu "ebedi konutu"nda törenlerinin kutlanmasına yarayan çeşitli ek binalar da, günümüzde Mısır'ın en etkileyici arkeolojik sitelerinden biri olan bu anıtlar bütününün içinde yer alıyordu. Mısır Tarihi 16 Piramit yapımında bundan sonraki aşama Sakkara'nın 19 km güneyinde Medum sitesinde IV. Sülalenin ilk firavunu Snefru tarafından yürütüldü.Başlangıçta sekiz basamaklı olan mezar, basamakları doldurtarak tabandan tepeye kesiksiz eğim halinde yükselen dümdüz dört kenarı elde eden Snefru tarafından tam bir piramide dönüştürüldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mısır Tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Yu-Gi-Oh :: Mısır Tarihi :: Mısır Tarihleri-
Buraya geçin: